Duygusal İlk Yardım
Yaralandığınızda ilk yaptığınız şey nedir? Yarayı temizlemek, merhem sürmek, yara bandıyla korumak, ilaç almak... Fakat iş duygusal yaralarımıza gelince vücudumuzdakiler gibi görünür olmadığından ilk müdahaleyi nasıl yapacağımızı bilemeyebiliyoruz. Çoğunlukla panikliyoruz ya da “işte şurası ağrıyor” veya “işte tam burası kanıyor” diyemediğimiz için daha az önemli zannediyoruz. Kalp kırılması, kemiklerinizin kırılması kadar can yakabilir. Bu yazımda sizlerle duygusal ilk yardım aşamalarını ve neler yapabileceğimizi paylaştım. Keyifli okumalar!
1-Acıya dikkat kesilin ve tanımlayın
Vücudunuzda bir şeyler ters gidince çoğunlukla ağrılarla kendini belli eder. Aslında bu durum ruhsal sağlığınızda da geçerli. O ilk kötü hissedişinizin ardından neler oldu? Reddetmek işe yaradı mı? Dikkatinizi başka bir şeye yöneltebildiniz mi? Bu soruların cevapları yaşadığınız acının ilk semptomları olacaktır. Eğer gitgide daha çok yalnız hissetmeye başlıyor ve bu duyguyla baş edebileceğinizden endişeleniyorsanız ruhunuz ilk alarmı vermiş demektir. Diğer durumlardan nasıl bir farkı var, kendinize sorun. “En kötüsü” olarak tanımlamadan önce yaşadığınız benzer durumları düşünün.
2- Kontrolü ele alın
Beynimiz bizi korumak adına, evrimsel süreçte her zaman en kötüsünü önce düşünmeye odaklıdır. Olaylara ilk tepkimiz olumsuzluğa daha elverişlidir. Fakat bu değiştirilemez bir durum değil. Tecrübeler edindikçe kendinizi geliştirebilir ve daha güçlü hissedebilirsiniz. Ruhsal bir yara aldığınızda yapamayacaklarınıza odaklanmak yerine kontrolü ele alıp bu durumdan sonra neler yapabileceğinizi düşünün.
3- Kendinize şefkatli davranın
Olaylara gerçekçi bakabilmek ve kendini uzaktan değerlendirmek çok zor ve cesaret isteyen bir iştir. Fakat kendinize acımasız davranmanın iyileşmeye bir faydası olmayacaktır. Özgüveninizi koruyun ve bazen içinizdeki karanlık tarafa karşı bile dik durun.
4-Zihninizi oyalayın
Sizi üzen ve strese sokan bir durumu zihninizde tekrar ve tekrar canlandırmanın hiçbir faydası ve anlamı olmayacaktır. Çözümler üretmeye de çalışmayın. Kontrol edebileceğiniz, değiştirebileceğiniz şeylere yönelin. Olumsuz bir düşüncenin yavaş yavaş zehirlemeye başladığını hissettiğinizde aklınızı başka bir şey üzerinde yorun. Çocukluğunuzdaki güzel bir günü tüm detaylarıyla hatırlamaya çalışmak, bulmaca çözmek, kitap okumak gibi zihinsel faaliyetlere yönelin, dikkatinizi olumsuzdan olumluya çevirin. Bunu her fark edişinizde ruhsal yaralarınız için güzel bir alışkanlık kazanmış olacaksınız.
5- Anlamı yeniden yaratın
Hayatı bir skor tablosu olarak görmeyin. Zaferleriniz kadar kayıplarınız da olacaktır. Bu ikisi arasında bir denge olduğunu ve her şeye sahip olamayacağınız gibi her şeyi yitiremeyeceğinizi de hatırlayın. Dikkat etmeniz gereken, kaybettiklerinizin derin ruhsal yaralar bırakmadan gidebilmesi. Kayıp, yıllarca mücadele ettiğiniz bir durum haline gelmişse duygusal ilk yardımınız sağlanamamış ve ruhsal yaranız günden güne büyümüş demektir. Hayatınızda oluşmuş ve sizi de içine çeken boşluklar için kaybınızda anlamı yeniden yaratın. Tek bir doğrunun olmadığı bir dünyada acılarınızı deneyimleme şekliniz de bakış açınıza ve kendi anlamınıza göre şekillenecektir. Hiçbir şey boşuna değil, sizi yoran, üzen şeylerin benliğiniz üzerindeki etkisini ve daha iyi versiyonunuza götüren yolu düşünün.
6- Suçluluk duygusuna kendinizi kaptırmayın
Vicdan sahibi olmak, doğruyu ve yanlışı tartabilmek, zaman zaman suçluluk duymak bize insan olduğumuzu hatırlatır. Yanlış yapmak kadar, yanlışları düzeltme isteği de bunun bir parçasıdır. Suçluluk, başkalarıyla ve kendimizle olan bağımızı güçlü tutar, ilişkilerimizde sorun yaşadığımızda ise çözümün bir parçası haline gelir. Fakat bu duyguya gereğinden fazla sahip olmak zehirlemeye başlayacaktır. Kurtulmanın en kolay yolu ise içten bir özür dilemektir. Bunun sadece sözel bir eylem olmadığını hatırlatalım. Empati dolu samimi bir özür, suçluluğa yol açan şeyi neden yaptığınızdan çok karşı tarafın ne hissettiğine odaklanmanızı gerektirir. Bu yükü içinizde ne kadar çok taşırsanız o kadar çok ağır gelmeye başlayacaktır. Kendi iyiliğiniz için özür dilemekten çekinmeyin.
7- Baş etme yöntemlerinizi keşfedin
Herkesin bir şeyleri deneyimleme süreci farklıdır. Duygusal yaralar aldığınızda ne gibi aktiviteler size iyi geliyor? İlk sığındığınız yer neresi? İlk tepkiniz reddetmek mi, üzerine gitmek mi? Mücadeleci tarafınızın uyanması için önce yanmanız mı gerekiyor? Genel olarak acıya verdiğiniz tepkileri ve kurtulma çabanızı düşünün. Size iyi gelen şeyi kendi kendinize keşfedin. Zor durumlarda başvurabileceğiniz ruhsal bir ağrı kesici eyleminiz olsun. Bu, kendi kendinize yapabileceğiniz bir eylem olduğu gibi sevdiklerinizden destek almak da olabilir. Neyin iyi geldiğini belki deneyerek bulabileceksiniz. Keşfettiğinizde ise duygusal ilk yardım konusunda endişelenmenize gerek kalmayacak.
Hayatın üzücü, stres veren, yıpratan durumları için yukarıdaki maddelerle bir çerçeve çizmeye çalıştım. Esasında alışkanlıklarınızı değiştirdiğinizde duygusal yaralara tepkilerinizin de değiştiğini görebilirsiniz. Yaşadığınız baş etme sürecinin her basamağını yazabilir, kendinize dair notlar alabilirsiniz. Acıdan kaçınmaya çalışmak yerine ondan dersler çıkarabilirsiniz. Unutmayın, doğru ilk yardım müdahalesi hayat kurtarır, geleceğinizi ve bugününüzü kurtarır.








Yorumlar
Yorum Gönder