Zor Günlerde Hayatta Kalma Rehberi II: İç Mekan Aktiviteleri

 


Zorlukların günden güne çeşitlendiği bir devirde iyi yaşamak için kendimize yeni yöntemler bulmak durumundayız. İyinin tanımı göreceli olmakla birlikte kendimce derlediğim ve deneyerek edindiğim bilgilerimi sizlerle paylaşarak toplu bir iyileşme süreci başlatmak istiyorum. İyi olmamız gerek, hem de hemen. Bir önceki yazımın devamı niteliğinde olan Zor Günlerde Hayatta Kalma Rehberi II: İç Mekan Aktiviteleri 'ne gelin birlikte bakalım.

Yeni Bitki Çayları ve Kahve Çeşitleri Deneyin

Başlık biraz "Bu mudur yani?" dedirtecek cinsten farkındayım. Fakat burada aslında iki kavramı birbirine bağlamak istiyorum: Sıcak bir içecek içmek ve huzur. Kış mevsiminde olmamız da buna epey katkı sağlıyor. Soğuk hava, yağmur, kar evinde her şey yolunda olan insanlar için huzurludur yalnızca. Çatısı akan, içerisi de dışarısı kadar soğuk, hatta kimi zaman odalarından birinde hastası olan evler için değil. Fakat sıcak bir çay veya kahve bütün sosyoekonomik uçurumları birleştiren bir şey haline geliyor. Sizde nasıl bilmiyorum ama kışın sıcak bir şey içmek, bende paylaşmaya, muhabbete, telaşın ortasında küçük bir molaya ve kendimle baş başa huzurlu saatlere denk. Sürekli aynı şeyleri tüketmekten sıkılmış insanlar için ise yeni bitki çayları ve kahve çeşitleri denemelerini tavsiye ederim. İçtiğimiz şeyin uyku, bedensel ve zihinsel enerji, sindirim sistemi, sinir sistemi gibi pek çok faktör üzerinde etkisi var. Günlük tüketim miktarını fazla kaçırmadığınız sürece kendinize yeni bir şeyi tatma fırsatı verin. Bu aralar favorim olan nar çayını tavsiye ederim. 

Etkisinde Kalacağınız Bir Film İzleyin

İç mekan aktivitesi deyince hepimizin aklına film izlemek geliyordur. Orijinal bir fikir olmasa da bazen bir film bile insanın hayatını değiştirmeye yetiyor. Dijital yayın platformlarının artışıyla birlikte bu o kadar da büyük bir mesele olmamaya başladı. Bir dizi bir gecede bitirilebiliyor. Bir film, hızı arttırılarak birkaç dakikada tamamlanabiliyor. Hatta tamamı bitmese de ilk birkaç dakikadan sonra kapatılıp yenisine geçilebiliyor. Bu özgürlük keyif kaçırıyor zaman zaman. Seçme şansı verilmesi ve sınırsız seçenek sunulması, üstelik bunların bu kadar çabuk şekilde gerçekleşmesi film izlemenin güzelliğini öldürüyor. Seçim yaparken acele etmeyin, zevkinize göre belirleyin. Yönetmeni ve filmin arka planını araştırın. Filmi yarıda bırakmayın, başından sonuna kadar izleyin. Konuya, oyunculuklara, görselliklere odaklanın. Film bittikten sonra neler anladığınızı ve aklınızda kalan detayları gözden geçirin. Birlikte izlediğiniz biri varsa tartışın, üzerine konuşun. Kısacası bu keyifli aktiviteyi uzattıkça uzatın. 

Okumaya Zaman Ayırın

Kitap okumanın ne mevsimi olur ne mekanı. Kitap okumak için her yerde zaman yaratılabilir. İç mekan aktivitesi olarak bu yazıya dahil etmemin sebebi ise sessizlikte ve telaşsızlıkta okumanın daha iyi gelmesindendi. Kitap okumak da aceleye getirmeden geniş geniş yapılması ve anlaşılması gereken bir alışkanlık. Seveceğiniz bir tarz bulun ve bunu yeni alışkanlığınız haline getirin. Kitap sevmiyorsanız dergi okuyun, manga okuyun, dijital bir platformda deneme okuyun, günlük yazılar okuyun fakat okuyun. Ufkunuzu nerelere götüreceği ile ilgili herhangi bir şey söylemeyeceğim. Bunu ancak deneyerek fark edebilirsiniz. Bu ay okuduğum ve kıyıda köşede kalmış bir kitap önerisi: Pansiyon Huzur- İrfan Yalçın.

Şiir Yazmayı Deneyin

Yazının burasına kadar gelen biri belki başlığı okuyunca devam etmekten vazgeçti. Evet çok dandik bir öneri olduğunun farkındayım. Şiir okumayı sevmeyen birine yazmayı da tavsiye etmek garip olur. Fakat kelimeleri belli bir ahenk içinde sıralamak, uygun kelimeyi düşünmek, bütünle uyumlu olup olmadığını değerlendirmek, hissedilen duyguyu yansıtıyor mu diye bakmak ve elbette orijinallik zihninizi bulmaca çözmek kadar çalıştırıyor. Bunu romantik bir eylem olarak değil de kelimelerle oynamak gibi düşünün. "Şiir hiç tarzım değil" diyorsanız da bir kelime seçin ve size uygun, sadece sizin cümlelerinizle onu yeniden tanımlayın. Yaşanmışlıklarınızdan bir kavramlar sözlüğü yaratın. "Bana ilham içerde değil, dışarıda geliyor" diyorsanız bunu pekala bir dış mekan aktivitesi olarak da düşünebilirsiniz. Kendimi zorlayarak yazdığım bir şiirin dörtlüğünü paylaşmak isterim. Amatörce fakat denemeye değer.

Bir rüzgar esiyor şimdi
Zamanın tozlarını silip süpürüyor.
Gözlerimde geçmişin nemli izleri
Bir derin uykudan ötekine sürüklüyor.

Mevsim Meyvelerinden Tarifler Deneyin

Artık küresel ısınmayla sekteye uğramış olsa da hala ülkemizde dört mevsim var diyebiliriz. Mevsiminde yetişen-her ne kadar ilaçlı ve çürük çarık da olsa- meyvelerden kendinize ve ailenize basit ve sağlıklı tarifler hazırlayın. Sebze sevmeyen insanların sayısı fazla fakat meyveyi çoğumuzun sevdiğini tahmin ediyorum. Yeni ve damak tadınıza uygun bir tarif hazırlayın. Mutfakta geçirdiğiniz anları +1 huzura çevirin. Kurutulmuş meyvelerden bitki çayları, portakallı kek, pastayı veya salataları narla süslemek, taze meyve suları, kivili puding, elmalı tart vb. herhangi bir şekilde değerlendirebilirsiniz.

İyi Hissettiren Dekorasyon Yenilikleri Yapın

Dekorasyon denilince çoğu kişinin aklına evi baştan sona yenilemek geliyor. Fakat pek çok şeyin olduğu gibi dekore etmenin de hileleri var, üstelik büyük efor ve masraf sarf etmeden. Duvar renginden memnun değilseniz tablo, duvar aksesuarı, perde gibi eşyalarla yenilik katın. Yerler hoşunuza gitmiyorsa küçük paspaslar veya halılara bakının. Odanın darlığından şikayetçiyseniz açık renk eşyalar ve ayna kullanın. Eviniz ruhsuz geliyorsa bitki alın. Abajurun yerini değiştirin, küçük bir sehpa ekleyin. Kullanılmayan bir çekmeceyi ayakkabılık yapın, rafınız duvarla uyumlu değilse boyayın. Kısacası evinizin durumuna ve eşyaların çeşitliliğine göre bir yenilik yapın. Ekleyeceğiniz küçücük bir detay huzur verecekse ekleyin. Ev insanın sığındığı, korunduğu, huzur bulduğu yerdir. Bunu çoğaltmak da elinizdedir. Bazen küçük bir aydınlatmayla bazen bir çerçeveyle bazen bir sarmaşıkla bazen kitaplıktaki kitapların dizilişiyle iyi hissettiren dokunuşlar yapabilirsiniz. Hiçbir şey eklemek veya çıkarmak istemiyorsanız da düzenli ve temiz oluşuna özen gösterin. "Ben dağınık seviyorum"cuların bile kendi yarattıkları düzenlilik ve temizlik haline aşık olduklarını biliyoruz.

Nostalji ve Hayaller Temalı Bir Pano/Defter Hazırlayın

Evet, buraya kadar direnen okur bu başlıkla da gitti hissediyorum. Size diğer insanlardan hiç duymadığınız şeyler söylemeyi vadetmedim. Denenmiş, onaylanmış iç mekan aktivitelerini hem size hem kendime hatırlatmak istiyorum sadece. Nostalji derken fotoğraflar, özel gün notları, küçük eşyalar vb. şeyleri kast ediyorum. Hayaller kısmı ise limitsiz. Ben lisedeyken yapmak istediğim meslekle ilgili ilginç köşe yazıları, haberler, broşürler ve o mesleği hatırlatacak görseller biriktirirdim. Hepsini bütün halinde görmek açısından panoya ya da deftere yapıştırmak hem daha akılda kalıcı olacak hem de daha çok göze hitap edecektir. Bunu yaparken hayalinizi gözden geçirme ve yeniden düşünerek belki hiç görmediğiniz bir şeyi fark etme fırsatınız olacak. Pinterest, Canva gibi uygulamalar bunu dijital ortamda yapmanıza kolaylık sağlayacaktır. Bütün bunlara vaktim mi var diyorsanız, bu yazıyı okumaya vaktiniz olduysa hayal/nostalji panosu yapmaya da olacaktır.

Şarkı Söyleyin ve Dans Edin

Dışarı çıktığımızda stres seviyesi aniden artabiliyor. Özellikle kalabalık ve pahalı bir şehirde yaşıyorsanız. Eğlenmek ve stres atmak için gösterişli mekanlara gitmenize, para harcamanıza gerek yok. Sevdiğiniz bir şarkıyı açıp dans edin, şarkıya eşlik edin. Bir anda enerjimizi yükseltmenin bundan daha hızlı bir yolunu ben henüz bulamadım, bulan varsa yorumlara yazabilir.

Sağlıkla kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nasıl Yalnızlığın Tadına Varabilirim?

Kitap Okuma Alışkanlığını Yeniden Kazanmak

Mutluluğun Kestirme Yolları